17 Aralık 2017 Pazar

Ai Weiwei Porselene Dair

15 Kasım tarihinde Sakıp Sabancı Müzesi'nde bulunan "Ai Weiwei Porselene Dair" sergisine gittik. Çinli bir modern sanatçı olan Ai Weiwei; heykel, fotoğraf ve film alanlarında aktiftir. Siyasal ve kültürel eleştirilerini eserlerine yansıtmaktan çekinmeyen bir sanatçıdır. Eylül 2017'den Ocak 2018'e kadar açık olan bu sergi hafta içleri ücretsizdir. İlk başta eserler anlamsız gelse de detaylı incelendiğinde verilmek istenen alt mesajlara ulaşılmaktadır. Sanatçı kapitalizmi ve ırkçılığı eleştirmektedir. Gidilebilecek güzel ve değişik bir sergi. Diğer sergilere göre daha fazla değişik janrdan eser barındırmaktadır.



İstinye Park 20. Yılını Kutluyor

22 Eylül'de İstinye Park'ta gerçekleşen "İstinye Park 20. Yılını Kutluyor" etkinliğine arkadaşımla birlikte katıldım. Bu yıldönümü şerefine düzenlenen konserde Dj Mahmut Orhan, Jabbar ve Dj Deeprise sahne aldı. Bu senenin en çok dinlenilen şarkıları "Raf, Move On, Six Days War" çaldı. Ücretsiz olan konser İstinye Park'ın açık alanında yapıldı ve çok talep vardı. Türkiye'den de çok iyi Djlerin yetiştiğini kanıtlar niteliğindeydi bu konser. Kesinlikle çok eğlenceli ve zevkliydi.


Mutluluk Zamanı

8 Kasım tarihinde Kanyon Alışveriş Merkezi'nde gerçekleşen "Mutluluk Zamanı" film galasına ablamla birlikte katıldık. Başrollerini Elçin Sangu ve Barış Arduç'un üstlendiği bu film romantik komedi tipindeydi. Galaya büyük bir talep vardı fakat maalesef gişede beklenilenin altında bir performans sergiledi.


Konusu aslında diğer romantik komedi filmlerinden pek de farklı değildi. Zengin bir erkek güzel ama seçici kızın peşinden koşar ve mutlu son. Konusu çok özel olmasa da film çok komik ve eğlenceliydi. Barış ve Elçin'in oyunculukları ise eski dizilerine göre daha iyiydi. Boş zamanınız varsa kesinlikle tavsiye edebileceğim bir film ama bana önemli bir mesaj iletmedi. 

Lefkoşa Barbarlık Müzesi

Ailemle birlikte 16-19 Kasım tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne tatile gittik. Bu arada Kıbrıs'ın önemli ve tarihi mekanları da gezme fırsatı bulduk. Beni en çok etkileyeni ise Lefkoşa Barbarlık Müzesi oldu.






1960'lı yıllardan Kıbrıs'ta Türkler ve Rumlar arasında yaşanan iç savaş birçok ailenin dağılmasına sebep oldu. 24 Aralık 1963 gecesinde de Rumlar noel kutlaması yapmaktaydı. O zamanlar Rumlar ve Türkler sokaklarda birbirlerini gördükleri yerde vurabiliyordu. Kutlamadan çıkan birkaç Rum Kumsal semtini bastı. 2 numaralı evde oturan Hasan Efendi, Mürüvet Hanım, 3 torunu, Feride Nine, Nuvber ve beş aylık bebek Işıl'ın evleri basıldı. Ne olduğunu anlayaman insanlar evin en güvenli kısmı olan tuvalete ve banyoya saklandılar. Fakat Rumlar hiç acımadan taramalı tüfeklerle Türkleri öldürdüler. Kıbrıs Türk Alayı Binbaşısı Dr. Nihat İlhan”ın ailesi işte böyle katledildi.Uzun bir süre bu durum devam etti ve ortalıklara hiç de insani olmayan görüntüler ortaya çıktı. Bu günü unutmamak için de bu müze açıldı. Müzenin içinde katledilen Türklere ait fotoğraflar, eşyalar ve yabancı gazetecilerin yazıları bulunmakta. Gördüğüm şeyler o kadar üzücüydüki ağlamamak için kendimi zor tuttum. Tam orada insanların küçücük bir bebeği katledecek kadar vahşi ve insafsız olduğunu gördüm ve dünya gerçekleriyle karşılaştım. Türklerin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen kişilerin kesinle gitmesi gereken bir yer. 

7 Kocalı Hürmüz

Sadık Şendil'in efsaneleşmiş oyunu "7 Kocalı Hürmüz" Müjdat Gezen'in yorumuyla tekrardan sahneye aktarılmıştır. Başrollerde Birce Akalay, İlker Ayrık, Yonca Evcimik, Suzan Kardeş, Ercan Bostanoğlu gibi ünlü isimler yer almaktaydı. Haremden çıkarılan cariyelerden biri olan Hürmüz'ün İstanbul'da yaşadığı hayatı konu alınmaktadır. Hürmüz'ün altı tane kocasının üzerine bir koca daha alma hikayesini anlatır bu oyun. Hürmüz çok güzel, zeki ve kurnaz biridir. Toplumun farklı kesimlerinden kocaları vardır. Oyunun tezi ise her yalan bir gün ortaya çıkacaktır asıl mesele bu çıkmazdan nasıl kurtulacağıdır.

Öncelikle ben Birce Akalay'ın oyunculuğunu önceden de çok beğeniyordum fakat bu oyunla ne kadar yetenekli olduğunu bir kez daha gördüm. Çok eski bir oyun olduğundan ve Müjdat Gezen'in kalemi değdiğinden talep çok fazlaydı neredeyse bütün yerler doluydu. Kostümler, dekorlar çok güzeldi. Oyun 3.5 saat sürmesine rağmen şarkılar ve sahnedeki hareketlilik sayesinde oyunun 1 dakikasında bile sıkılmadım. Fakat Birce Akalay'ın Hürmüz'ü eskiden oynayan sanatçı Ayten Gökçer'e benzerliği çok barizdi. Oyun Osmanlı döneminde geçmesine rağmen günümüzden olan şakaların ve şarkıların kullanılması oyunu daha eğlenceli bir hale getirmişti. Sonuç olarak çok beğendim ve herkese gidip görmesini tavsiye ederim.

13 Aralık saat 20:30 da başladı.